VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ
Velayetin değiştirilmesi davası ile boşanma davası neticesinde verilen velayete ilişkin kararın tarafların durumlarında değişiklik olması neticesinde velayet hakkı kendisinde olmayan tarafça açılan davadır. Velayet hususu çocukların üstün menfaatinin gözetildiği en önemli hususların başındadır. Bu sebeple velayete ilişkin mahkeme kararları kesin hüküm teşkil etmeyip şartlara göre değiştirilmesi mümkündür. Ancak bu değişiklik yine yalnızca mahkeme kararı ile olabilmektedir. Velayete ilişkin hususlar kamu düzeninden kaynaklandığı için, velayet hakkı sahibinin görevini savsakladığı ya da kötüye kullandığı tespit edilirse mahkeme diğer tarafın dava açmasına gerek olmadan kendiliğinden de araştırmaya girişip velayet hususunu yeniden düzenleyebilir.
Velayet hakkı, anne babaya reşit olmayan çocuğun hayata hazırlanması, bakımı, gözetimi, eğitimi, korunması, haklarının ve mallarının yönetilmesi bakımından sorumluluk yükler. Bu hak çocuk üzerinde hakimiyet kurmak olarak görülmemelidir. Hâkim boşanma davası devam ederken çocuğun menfaatini gözeterek taraflardan birine velayet hakkını verir. Boşanma sonucunda verilen bu velayet hakkı kendisinde olan taraf bunu kötüye kullanır, sorumluluklarını yerine getirmezse yine mahkeme kararı ile değiştirilebilecektir.
Velayetin değiştirilmesi davasını velayet hakkı kendisinde olmayan taraf çocuğun üstün menfaatinin zarar gördüğü gerekçesi ile haklı nedenlerini sunarak her zaman açabilir. İddialarının kanıtlanması halinde mahkeme çocuğun menfaatini gözeterek çocuk üzerinde velayet hakkı bulunan anne ya da babadan bu hakkı alıp diğer tarafa verilmesine karar verebilecektir. Bu dava ile velayet hakkının tarafı değişeceği gibi, velayet kendisinden alınan tarafın çocuk ile kişisel ilişkisi de düzenlenir. Ayrıca velayet kendisinden alınan tarafın çocuğun bakım ve giderlerine katılması için iştirak nafakası ödemesine de hükmedilebilir.
Velayetin değiştirilmesi davasında delillerin etkili şekilde sunulması ve doğru talepte bulunulması çok önemlidir. Bu sebeple hak kaybına uğramamak adına davanın alanında uzman bir boşanma avukatı aracılığı ile açılmasında ve yürütülmesinde büyük fayda vardır.
VELAYET
Velayet; çocukların korunması, sağlıklı şekilde yetiştirilmesi, bakımı, temsil edilmesi için kanunca öngörülen hukuksal bir haktır. Anne ve babaların yetişkin olmayan çocukları üzerinde velayet hakları vardır. Bu hakkı kullananların çocuğun sağlıklı bir ortamda büyüyüp yetişmesi, ihtiyaçlarını karşılaması gerekir. Velayet sahibi kişiye verilen hakların yanı sıra yüklenen birtakım yükümlülükler de vardır. Çocuğun malvarlığı korumak ve yönetmek velayet hakkı sahibinin ödevidir. Henüz reşit olmayan çocukların başka bir yasal sebep olmadıkça velayet hakkı anne ve babasına aittir. Anne ve baba evli ise velayet evlilik birliği boyunca ikisine ait olur. Fakat boşanma ve ayrılık halleri meydana gelirse hâkim, velayeti eşlerden birine verebilecektir. Anne ya da babadan biri ölürse velayet hakkı sağ kalan tarafındır.
VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİNİN SEBEPLERİ
Velayetin değiştirilmesi kanunda sayılan ve benzeri hallerde mümkün olmaktadır. Velayetin kaldırılması davasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması ya da aşırı şekilde ihmal edilmiş olması aranmaktadır. TMK’nın 183. Maddesinde velayetin değiştirilmesine ilişkin bazı sebepler sayılmış, cümle devamında ise ‘’gibi’’ ifadesi kullanılarak sayılan sebeplerle sınırlı olmadığı belirtilmiştir. Yani bu sebepler dışında başka bir sebeple de velayetin değiştirilmesine karar verilebilecektir.
TMK Md. 183
“Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re ‘sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.”
Velayetin değiştirilmesine ilişkin sebepleri örneklendirmek gerekirse;
· Velayet hakkı sahibinin başka biriyle evlenmesi (çocuğun menfaatini olumsuz etkilemiyorsa değiştirilmez.)
· Velayet hakkı sahibinin ölmesi,
· Velayet hakkı sahibinin farklı bir şehre ya da ülkeye taşınması
· Velayet hakkı sahibinin diğer ebeveyn ile çocuğun kişisel ilişki kurmasına engel olması
· Çocuğun anneanne, babaanne, dede, teyze gibi üçüncü kişilerin yanında bırakılması
· Velayet hakkının kötüye kullanılması
· Çocuğa kötü muamele edilmesi
· Velayet hakkı sahibinin cezaevine girmesi
· Velayet hakkı sahibinin yatarak tedavi görmesi
VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ DAVASINDA ÇOCUĞUN GÖRÜŞÜ VE İSTEĞİ
Velayetin değiştirilmesi davasında, boşanma davasında olduğu gibi idrak çağındaki çocuğun görüşünün sorulması önemlidir. Çocuğun isteği ve düşüncesi alınmakla beraber hâkim yalnızca bu doğrultuda karar vermez, diğer şart ve durumları da değerlendirir. Çünkü velayete ilişkin hükümler kamu düzenine ilişkindir. Bu sebeple hâkim ne tarafların isteği ne de çocuğun isteği ile bağlı değildir. Ebeveynlerin ve çocuğun görüşlerinden ziyade çocuğun üstün yararı ön planda tutulur. Fakat idrak çağındaki çocuğun kendisini ilgilendiren bu konuda görüşünün alınması gerekir. Çocuğun görüş ve istekleri çıkarlarına ters düşmediği durumlarda değerlendirmeye alınmaktadır. Yaşı küçük çocukların dinlenmesi pedagog eşliğinde yapılmaktadır.
Yargıtay içtihatlarına göre çocuğun idrak yaşı, 8 yaş veya üstüdür. 8 yaşından itibaren yaşıyla uygun davranış sergileyen çocukların görüşü alınmadan velayetin değiştirilmesi mümkün olmamaktadır. İdrak yaşındaki çocuğa mahkeme hangi taraf ile yaşamak istediğini de soracaktır. Uluslararası sözleşme olan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesinin 12. Maddesine göre de görüşlerini oluşturma yeteneğine sahip çocuğun kendini ilgilendiren her konuda görüşlerini serbestçe ifade etme hakkının bulunduğu bu görüşlere çocuğun yaşı ve olgunluk derecesine uygun olarak, gereken özen gösterilmek suretiyle katılmasının sağlanması gerektiği, çocuğu etkileyen herhangi bir adli veya idari kovuşturmada çocuğun ya doğrudan doğruya veya bir temsilci ya da uygun bir makam yoluyla dinlenilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir.
ÇOCUĞUN YAŞINA GÖRE VELAYET HAKKI
- 0-3 YAŞ ARALIĞINDAKİ ÇOCUKLAR BAKIMINDAN;
Bu yaş aralığındaki çocuklar anne bakımına ve şefkatine muhtaçtır. 0-3 yaş aralığında çocuğun psikolojik gelişimi açısından annesi ile olan bağı son derece önemlidir. Bu sebeple 0-3 yaş aralığındaki çocukların annenin yaşamı, evi, ekonomik durumu, hayat tarzı önem arz etmeksizin velayetleri anneye bırakır. Fakat velayetin anneye verilmesinde çok büyük tehlike görülürse ve anne çocuğun velayetini istemediğini belirtirse velayet babaya verilebilecektir.
- 3-6 YAŞ ARALIĞINDAKİ ÇOCUKLAR BAKIMINDAN;
Bu yaş aralığında artık çocuk anne bakım ve ilgisine daha az muhtaçsa da yine de anneden ayrı kalırsa psikolojik yıpranma yaşayabilecektir. Yine 3-6 yaş aralığındaki çocukların da velayetinin babaya verilmesi çok istisnaidir.
- 6-12 YAŞ ARALIĞINDAKİ ÇOCUKLAR BAKIMINDAN;
Bu yaş aralığındaki çocuklar artık okul çağındadır. Okul çağında olan çocuklar için maddi yeterlilikler önem arz etmeye başlar. Bu noktada çocuğun velayeti için hâkim, hangi tarafın çocuğa daha iyi eğitim ve hayat verebileceğini dikkate alır. Pedagog eşliğinde bu yaş aralığındaki çocukların velayet konusunda görüşleri alınabilir.
- 12 YAŞ ÜSTÜ ÇOCUKLAR BAKIMINDAN;
12 yaşın üstündeki çocukların artık belirli bir olgunluğa erişmiş oldukları kabul edilir. Bu sebeple fikirlerini daha net olarak ifade edebilirler. Hâkim kararını verirken 12 yaş üstü çocukların velayet konusunda isteklerini büyük ölçüde dikkate alır.
ORTAK VELAYET
Ortak velayet, çocuk üzerindeki velayet hakkının anne ve babası tarafından beraber kullanılmasıdır. Türk Hukuku’nda 4721 sayılı Kanunun 336. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede evlilik birliği süresi içinde anne ve babanın çocuğun velayetini birlikte kullanacağı öngörülmüştür. Evlilik birliği içindeki durumu hükümle açıklanan ortak velayet hususunun boşanmadan sonra da olabileceği noktasında görüş ayrılıkları vardır. Boşanmadan sonra ortak velayeti kullanılabileceğine ilişkin henüz bir hukuki düzenleme yoktur. Fakat son yıllarda mahkemeler tarafından uygulamada boşanmadan sonra ortak velayetin devam edebileceği şeklinde kararlar verildiği görülmektedir. Fakat bu kararın verilebilmesi için bazı şartların oluşması gerekmektedir.
Ortak velayet şartları;
- Boşanmadan sonra eşler arasında ortak velayetin verilmesi konusunda uyuşmazlık olmaması
- Ortak velayetin çocuğun menfaatine uygun olması
- İdrak yaşındaki çocuğun ortak velayeti kabul etmesi
- Hâkimin kanaatinin oluşması
VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ HALİNDE İŞTİRAK NAFAKASI
İştirak nafakası ana babanın bakım yükümünün doğal sonucudur. İştirak nafakası da tıpkı velayet hakkı gibi çocuğun üstün yararının korunmasına yönelik olup, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle hâkim talep edilmemiş olsa dahi kendiliğinden iştirak nafakasına hükmedebilmektedir. Bununla beraber değişen koşullara göre iştirak nafakası miktarının da yeniden belirlenmesi mümkündür. Fakat burada farklı olarak nafaka miktarına ilişkin değişikliklerde talep aranmaktadır.
Velayetin değiştirilmesi davasında velayetin kendisine verilmesini isteyen taraf, velayet kendisine verilmesi halinde geçerli olmak üzere diğer taraftan iştirak nafakası da talep edebilecektir. Burada talep edilen iştirak nafakası, asıl dava olan velayetin değiştirilmesi talebinin ferisi niteliğindedir. Ayrıca iştirak nafakası için velayetinin değiştirilmesi davasının sonucunu beklemek durumunda kalmak çocuğun hakkını zedeleyeceğinden aynı davada talep edilebilmesi kamu yararınadır.
VELAYETİN KİME VERİLECEĞİ NEYE GÖRE BELİRLENİR?
Çocuğun velayet hakkının kime verileceği konusunda temel ilke çocuğun yüksek menfaatidir. Velayet hakkı çocuk için hayata en iyi şekilde hazırlanması, sağlıklı bir yaşam sürmesi amacıyla verilir. Bu sebeple çocuğun yaşı, eğitimi, sağlığı ve güvenliği gibi unsurlar göz önünde bulundurulur.
- Hangi tarafın çocuğun çıkarlarını daha iyi koruyabileceği,
- Çocuğun 0-4 yaş arası gibi anne bakımına ihtiyaç duyduğu yaş aralığı,
- Çocuğun hangi tarafa duygusal anlamda daha bağlı olduğu,
- Hangi tarafın hayat koşulluları ve ekonomik gücünün daha iyi olduğu,
- Çocuğun hangi tarafta daha sağlıklı bir yaşam sürebileceği,
- Varsa kardeşleri ile ilişkisi
- Çocuğun cinsiyeti
- Çocuğun sağlık durumu, varsa gördüğü tedaviler
Gibi durumlar önem arz etmektedir. Ayrıca çocuğun görüşünü almak da önemlidir. Mahkeme çocuğun yaşını uygun görürse pedagog eşliğinde kendisine kiminle kalmak istediğini sorar. Hatta idrak yaşında olan çocuğun görüşünün alınmadan karar verilmesi bozma sebebi olarak dahi görülmektedir.
VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
Velayetin değiştirilmesi davasında görevli mahkeme aile mahkemeleridir. Velayet hakkı kendisinde olmayan taraf, velayetin değiştirilmesindeki sebeplerini ve delillerini içeren dava dilekçesi ile aile mahkemesine başvurmalıdır.
Velayetin değiştirilmesi davasında yetkili mahkeme ise çocuğun oturduğu yer mahkemesi veya davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Ancak velayetin değiştirilmesi davaları bakımından kesin bir yetki kuralı yoktur. Bu sebeple davanın yetkisiz mahkemede açılması sonrasında, davalı tarafça ilk itirazda bulunulmaması halinde yetkisiz mahkeme olsa dahi o mahkeme yetkili olacaktır. Ayrıca velâyetin değiştirilmesi davası çekişmesiz yargı niteliğinde olduğundan talepte bulunan kişinin oturduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Yani davacı kendi oturduğu yer mahkemesinden de velâyetin değiştirilmesi isteyebilir.
T.C. YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ E. 2019/6028 K. 2019/7619 T. 20.12.2019;
“Velayetin değiştirilmesi ile ilgili davada kesin yetki kuralı bulunmayıp ancak davalılar tarafından bu hususun ilk itiraz olarak ileri sürülmesi halinde yetki hususu dikkate alınır. Hâkim, yetkinin kesin olmadığı hallerde, bu hususu re ‘sen nazara alamaz. Davalıların yetkiye ilişkin bir itirazı bulunmamaktadır. Buna göre davanın, ilk açıldığı yer mahkemesi olan …. Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.”
VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ DAVASI DİLEKÇE ÖRNEĞİ
İSTANBUL ANADOLU NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ’ NE
DAVACI : Ad Soyad (TC Kimlik No) Adres
VEKİLİ : Av. Ezgi KESGİN AKKAYA
DAVALI : Ad Soyad (TC Kimlik No) Adres
KONU : Velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası talepli dava dilekçesidir.
AÇIKLAMALAR:
1-) Müvekkile ve davalı yan ….. Aile Mahkemesi’nin …….. ESAS VE …. Karar numaralı gerekçeli kararı ile boşanmışlardır. Söz konusu mahkeme kararıyla t.c. kimlik numaralı müşterek çocuk velayeti davalı yana verilmiştir. Davalı yanın çocuğun bakımını ve korunmasını tehlikeye sokacak alışkanlıkları ve yaşayış tarzı olduğundan işbu davanın açılması zorunluluğu hasıl olmuştur. Velayet hakkı kendisine verilen eşin cezaevine girmesi nedeniyle velayetin değiştirilmesi davası açılabilir Aşağıda açıklanacak nedenler dolayısıyla müşterek çocuğun velayetinin müvekkile verilmesi gerekmektedir.
2-) Müşterek çocuk şu anda on beş yaşında ve idrak çağındadır. Çocuk, artık davacı babanın yanında kalmak istemektedir. Yargıtay içtihatlarına göre İdrak çağında olan çocuğun mahkeme huzurunda velayete ilişkin görüşünün sorulması gerekmektedir.
3-) Boşanma sonrasında velayet kendisine verilen anne yaklaşık bir hafta önce gözaltına alınmış ve halihazırda tutuklu yargılanmaktadır. Davalı annenin yargılanmakta olduğu suç dikkate alındığında kısa sürede salıverilmesi mümkün değildir. Anne velayet görevini yerine getirememektedir ve uzunca bir süre de getiremeyeceği ortadadır.
4-) Mahkemenizde görülecek olan davanın devamı sırasında çocuğun velayetinin geçici olarak babaya verilmesini talep etmekteyiz. Davacı baba, çocuğun okul kaydını da mahkeme kararına göre biran evvel yaptırmak istemektedir.
YARGITAY 2. HD, T: 23.01.2007, E: 2006/10576, K: 2007/220: “… Olayda çocukların babası Mustafa 24.11.2005 tarihinde ölmüştür. Velayet hakkına sahip olan (TMK m. 336/3) anne Neriman ise, kocasını kasten öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanmakta olup bu suçtan 24.11.2005 tarihinden bu yana cezaevinde tutukludur. Yargılandığı suçun niteliği itibariyle kısa sürede salıverilme olasılığı da uzak görünmektedir. Annenin cezaevinde tutuklu olması, velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engeldir. Bu bakımdan velayetin kaldırılmasına karar verilmesi ve her iki çocuğa da bir vasi atanması için yetkili vesayet makamına ihbarda bulunulması yönünde hüküm tesis edilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle davanın reddedilmesi doğru görülmemiştir. …”
5-) Tüm bu nedenlerle mahkemenin devamı sırasında geçici, mahkeme sonrasında ise kalıcı olarak velayetin davacı babaya verilmesi yönündeki talebimiz ile iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren işlenmesi talebimizin kabulüne karar verilmesini talep etmekteyiz.
HUKUKİ SEBEPLER: TMK, HMK ve ilgili her türlü mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER: Nüfus kayıt örneği, Davalının şüpheli/sanık olarak yer aldığı soruşturma ve ceza dava dosyaları, ( ). Aile Mahkemesi’nin …/… Esas Sayılı dosyası, tanık, sosyal inceleme raporu ve ilgili her türlü yasal delil.
SONUÇ ve İSTEM: Yukarıda açıklana nedenlerle, müşterek çocuk ………. ’in velayetinin davacı müvekkile verilmesine, müvekkil tarafından ödenen iştirak nafakasının kaldırılarak davalının ……. TL iştirak nafakası ödemesine, müşterek çocukla davalı arasında kişisel ilişki kurulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederiz. TARİH
Davacı Vekili