Ziynet Eşyalarının İadesi Davası

ZİYNET EŞYALARININ İADESİ DAVASI

Ziynet eşyalarının iadesi davası eşler arasında özellikle boşanma aşamasına girildiğinde gündeme gelen ve anlaşmazlık yaratan konulardan biridir. Türk adet ve geleneklerinde düğünlerde altın takılması yaygındır. Eşlerin bu merasimde birbirlerine ziynet eşyası hediye ettiği gibi akraba ve yakınları da hediye edebilmektedir. Maddi değer olarak yüksek olan ziynet eşyaları yani düğün takılarının kime ait olacağı hususunda uyuşmazlıklar yaşanabilmektedir. Bu noktada ziynet eşyalarının iadesi davası düğünde takılan ziynet eşyalarının ve takıların kime ait olacağının tespit edilmesi ve kendisine ait olmayan eşten iadesinin sağlanması için açılan davadır.

Peki ziynet nedir, ziynet alacağı davası nedir, düğünden sonra takılan takılar ziynet davasına konu edilebilir mi, ziynet alacağı davasını kim açar, ziynet kadına mı aittir, düğün takıları kime ait olacaktır, ziynet alacağı davası nasıl açılır. Ziynet alacağı davasında zamanaşımı süresi var mıdır, ziynet eşyası davası nasıl kazanılır, ziynet alacağı davası nasıl ispat edilir? İstanbul boşanma avukatı olarak yazımızda bu hususa dair sorunları, Yargıtay kararları ışığında inceleyecek ve sizlerle paylaşacağız.

ZİYNET EŞYASI NEDİR?

Ziynet eşyası altın, gümüş, elmas, zümrüt, inci gibi değerli madenlerden yapılan ce insanlar tarafından takılan takılardır. Yargıtay ise ziynet eşyasını daha geniş yorumlayarak çeyrek, yarım, tam altın gibi eşyaları da ziynet eşyası davası kapsamında istenebileceğini belirtmiştir.  Eşya vasfının verilmesinin bir sonucu olarak ayni hakkın konusunu oluşturan ziynet eşyası, eşlerin kişisel malı sayılmaktadır.

Yargıtay’a göre ziynet eşyalarını iki grup halinde değerlendirmek gerekirse;

  1. Düğünde takılan ve kadına özgü ziynet eşyaları, örneğin: bilezik, bileklik, kelepçe, kolye ve küpe setleri.
  2. Kadına özgü olmayan ziynet eşyaları: Cumhuriyet altını, yarım altın, çeyrek altın, gram altın, isim (harf) yazılı altın

 

Ziynet Eşyalarının Iadesi Davası

DÜĞÜNDE TAKILAN TAKILAR KİME AİTTİR?

Türk Medeni Kanunu ya da diğer kanunlarda düğün takılarının yani düğünde takılan ziynet eşyalarının kime ait olduğu açıkça düzenlenmemiştir. Bu sebeple gerek toplumda gerekse öğretide ziynet düğünde takılan takıların kime ait olduğu hususu tartışma yaratmıştır. Bir sonuca varmak için ise Yargıtay içtihatları önem kazanmıştır.

Yargıtay bu hususu açıklığa kavuşturarak birçok kararında, düğünde takılan ziynet eşyalarının kadına bağışlanmış sayılacağı ve kadının kişisel malı niteliğinde olduğu yönünde hüküm kurmuştur. Bu kapsamda ziynet eşyasının hangi tarafın tanıdıkları tarafından takılmış olduğunun ya da kime takıldığının bir önemi yoktur.

Erkeğe takılmış olsa da kolye, küpe, bilezik gibi kadına özgü ziynet eşyaları kadına aittir. Bu husus hakkında YHGK 04.03.2020 tarihli ve 2017/ 3-1040 E., 2020/240 K. sayılı kararında;” Kadına özgü ziynet eşyaları, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir.” ifadesine yer vermiştir. Ayrıca Yargıtay’ın ziynet eşyalarının kime ait olduğunun tespitinde dikkate aldığı bir diğer önemli kriter ise, o yörede herkesçe uyulan ve istikrar kazanmış örf ve âdet kurallarıdır.

Bu kapsamda Yargıtay’a göre, ziynet eşyası kim tarafından kime takılmış olursa olsun, kadına bağışlanmış sayılır ve onun kişisel malıdır. Dolayısıyla düğün sırasında takılmış olan ziynet eşyaları diğer eş tarafından herhangi bir nedenle rıza olmaksızın veya iade şartı ile alınmışsa, ziynet sahibi eş tarafından ziynet eşyalarının iadesi davası açılabilecektir.

ZİYNET EŞYALARININ İADESİ DAVASI NE ZAMAN AÇILIR?

Ziynet eşyalarının iadesi davasının yalnızca boşanma ile talep edilebilecek gibi yaygın fakat yanlış bir kanı vardır. Oysaki ziynet eşyalarının iadesi davası boşanma davasının eki niteliğinde değildir. Ziynet eşyalarına (düğün takıları) ilişkin talepler boşanma davası ile birlikte ileri sürülebileceği gibi boşanma kararı verildikten sonra ayrı bir dava açılarak da talep edilebilir. Hatta evlilik birliği devam ederken dahi ziynet eşyası alacağına ilişkin dava açmak mümkündür. Eşlerden biri ziynet eşyalarının rızası dışında elden çıktığını iddia etmekte ise diğer eşe veyahut da alan üçüncü kişilere karşı ziynet eşyalarının iadesi davası açılabilmektedir.

ZİYNET EŞYALARININ İADESİ DAVASINDA İSPAT

Türk Medeni Kanunu’nun 222. Maddesine göre “Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür” Bu maddeye göre boşanma sürecinde taraflardan biri evlilik birliği içinde edinilmiş bir eşyanın kendisine verilmesini talep ediyorsa öncelikle bu eşyanın kendisine ait olduğunu ispatlaması gerekir. Altın da bir eşya sayıldığından ziynet eşyasının ya da altının kendisine ait olduğunu iddia eden eş bu altının kendi eşyası olduğunu mahkemede her türlü delil ile ispatlamak zorundadır. Ayrıca Ziynet eşyalarının iadesi davasında davacının altınların varlığını ispatlamış olması yeterli olmayıp, bu altınların davalıda kaldığını, kendisine verilmediğini de ispat etmesi gereklidir.

Hayatın olağan akışına göre kadının ziynet eşyalarını üzerinde taşıması beklense de bu durum her zaman doğruyu yansıtmaz. Kimi zaman kadın evden ayrıldığı esnada ziynet eşyalarını dahi alamayacak durumda kalabilmektedir. Örneğin kadının kovulması ya da şiddet gördüğü sırada evden ayrılması durumlarında ziynet eşyasını alabilmesi mümkün olmayacağından davacı kadının iddiası kabul edilir. Yine ziynet eşyalarının evlilik birliği esnasında bozdurulmuş olması, ya da kayınpeder veya kayınvalidede bulunması halinde de davacı kadının üzerinde taşıması beklenemez.

Ziynet eşyalarının iadesi davasında öncelikle düğün takılarının varlığı düğün gününe ait fotoğraflar, video kayıtları, nerede muhafaza edildiğine veya harcandıysa ne için ne şekilde kullanıldığına ilişkin belge ve tanık beyanları ile ispat edilebilir. Ayrıca bu hesaplamaların doğru şekilde yapılması için ise bilirkişiye başvurulacağından bilirkişi delili de davanın ispatında kullanılır.

 

Ziynet Eşyalarının Iadesi Davası

EVLİLİK BİRLİĞİ DEVAM EDERKEN ALTINLARIN BOZDURULMASI, HARCANMASI

Evlilik sürecinde eşler düğünde takılan takıların kimin olduğu üzerinde tartıştığı kadar nereye harcanacağı konusunda da büyük problem yaşamamaktadırlar. Zira ekonomik şartların yetersiz kalması halinde taraflar düğünde takılan takıları nakde çevirmekte ya da borçlarına karşılık olarak verebilmektedir. Evlilik sürerken problem yaratmayan bu hususlar boşanmaya karar verildiğinde taraflar arasında tartışmalara neden olmaktadır. Kadına ait olan ziynet eşyaları yani düğünde takılan takılar uygulamada genel olarak Düğün borçları için, Araç almak için, Kayın hısımları için, Evin ihtiyaçları için, İşyeri açmak için, ev almak için ya da  Balayı için nakde çevrilip harcanabilmektedir.

Bu hususa ilişkin Yargıtay bir ilamında açıkça: “Düğünde takılan takı paraları ve ziynet eşyaları, taraflar arasında aksine bir anlaşma yoksa kadına ait sayılır. İade edilmeme koşuluyla verildiği kanıtlanmadıkça; bunların koca tarafından borçları için bozdurulup harcanması; onu iade borcundan kurtarmaz. Davacı-davalı koca, kadının takı ve ziynet alacağı taleplerine verdiği cevapta “onların hepsinin nişan, düğün ve ev eşyası borçları için kullanıldığını beyan ve kabul etmiş; takı parasının, kadın tarafından iade edilmemek üzere kendisine verildiğini de ispatlayamamıştır. Bu nedenlerle, kadının takı parası talebine ilişkin davasının kabulü gerekir” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/26823 E., 2014/26223 K.) ifadelerine yer vermiştir.

Bu Yargıtay ilamından da açıkça anlaşılacağı üzere evlilik sürecinde ziynet eşyalarının harcanmış olması, iadesinin talep edilmesine engel değildir. Yalnızca ziynet eşyalarının iade edilmemek koşuluyla verildiği karşı tarafça ispat edilirse dava reddedilecektir.

ZİYNET EŞYALARININ İADESİ DAVASI AÇMA/ZAMANAŞIMI SÜRESİ

Ziynet eşyaları bozdurulmamış veya harcanmamış halde davalıda bulunmakta ise, bu durumda davacıya aynen iadesi mümkündür. Ziynet eşyalarının aynen iadesi için açılan dava ise bir istihkak (geri alım) davasıdır. İstihkak davaları ise niteliği itibariyle herhangi bir zamanaşımı süresine tabi olmayıp her zaman açılabilecek davalardır. Fakat dava açıldığı esnada ziynet eşyalarının aynen iadesi mümkün değilse davacı ziynet eşyalarının bedeli olan karşılık meblağı talep etmektedir. Bu durumda talep tazminata ilişkin olacağında açılan davada 10 yıllık zamanaşımı süresi vardır (6098 sayılı BK m.146). Bu süre boşanma davasının kesinleşmesi ile başlar.

ZİYNET EŞYALARININ İADESİ DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Ziynet eşyalarının iadesi davasında aile hukukundan doğan bir talep olduğundan görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Aile Mahkemesi, bulunmayan yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Bu davada yetkili mahkeme ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda genel yetki kuralı olan davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Ancak ziynet eşyalarının iadesi davası boşanma davası ile açılırsa o halde boşanma davasında yetkili olan mahkeme de yetkili olacaktır.

Dini nikahlı birliktelik yaşayan fakat resmi nikâhları olmadan karı koca gibi yaşayan eşler arasındaki ziynet eşyası alacağına ilişkin taleplerde Türk Medeni Kanunu kapsamında bir evlilik ilişkisi yoktur. Bu nedenle Aile Mahkemeleri değil Asliye Hukuk mahkemeleri görevlidir.

DÜĞÜNDE TAKILAN NAKİT PARA

Düğünde kadına ya da erkeğe takılan ziynet eşyası haricindeki nakit paranın kime ait olduğu hususu merak edilmektedir. Yargıtay bu husus ile ilgili çiftlerin bulundukları yörelerin adet ve geleneklerini kıstas almaktadır. Çiftlerin düğün sırasında uyguladıkları geleneğe göre kadına takılan para kadının ya da kadının ailesinin, erkeğe takılan para erkeğin ya da erkeğin ailesinin ise bu şekilde hüküm kurulmalıdır. Fakat başka bir adete göre de kime takıldığı önemli olmaksızın tüm paralar erkeğe ait olabilir. Bu durumda da bu adet kuralına göre karara varılır. Fakat uygulamada bu geleneklerin ispatı zor olduğundan genellikle düğünde takılan nakit paranın tamamının kadının olduğu görüşü ile karar verildiği görülmektedir.

DÜĞÜN TAKILARI İLE ARABA YA DA EV ALINMASI

Kadına ait ziynet eşyaların evlilik sürerken başka amaçlar için nakde çevrilmiş yani bozdurulmuş olabilir. Bu hallerde koca, kadının bu ziynet eşyalarını geri istememek üzere verdiğini ispatlayamazsa geri iade etmek zorundadır. Kadına ait ziynetlerin ev ya da araç almak için bozdurulmuş olması ve kocanın üzerine yapılmış olması kadının, ziynet eşyaları üzerindeki hakkından vazgeçtiğini göstermez.  Aynı şekilde kocanın ziynet eşyalarını kendi şahsi borçları için bozdurması durumunda da kadının açık rızası ispat edilmezse iadesi gerekir.

ZİYNET EŞYASININ TÜP BEBEK TEDAVİSİ İÇİN HARCANMASI

TÜP BEBEK TEDAVİSİ İÇİN HARCANAN ZİYNETİN KADINA İADESİ GEREKMEKTEDİR;

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2017/1769 E., 2018/13037 K. 19.11.2018 tarihli karar;

“Toplanan delillerden dava konusu edilen ziynet eşyalarının tarafların tüp bebek tedavisi için kullanıldığı anlaşılmaktadır. Davalı-karşı davacı erkekte; ön inceleme duruşmasında tüm takıları aldığını ve tedavi amacı ile kullandığını kabul etmiştir. Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu durumda ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere erkeğe verildiğinin ispatlanması halinde erkek almış olduğu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur.

Somut olayda, ziynet eşyalarının bozdurulduğu anlaşılmış ise de tekrar iade edilmemek üzere davalı-karşı davacı erkeğe verildiği hususu kanıtlanmamıştır. Bozdurulan ziynet eşyalarının rıza ile ve iade şartı olmaksızın verildiğini davalı erkek ispatlamak zorunda olup, davalı erkek bu durumu ispat edemediğinden dava konusu ziynet eşyalarını davacı kadına iade ile mükelleftir. Gerçekleşen bu durum karşısında davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.”

ZİYNET EŞYASININ BALAYI, DÜĞÜN, KINA GİDERLERİ İÇİN HARCANMASI

ZİYNETİN BALAYI, DÜĞÜN, KINA İÇİN HARCANMASI DURUMUNDA DAHİ KADINDAN ONAY VE RIZA ALINDIĞININ, KADININ ZİYNETİ GERİ ALMAMAK ÜZERE BAĞIŞLADIĞININ ERKEK TARAFINDAN İSPAT EDİLMESİ GEREKİR;

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/597 E., 2019/2876 K. 02.04.2019 tarihli kararında;

“Dava konusu kadına ait olan altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanılmış olabilir. Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur.

Somut olayda; davalı her ne kadar altınların rıza en verildiğini ifade etmekte ise de geri verilmemek üzere alındığını ispat yükü davalı tarafa aittir. Ancak davalı taraf bu hususu ispat edememiştir. Bu nedenle mehil senedindeki altınlar yönünden de davanın kabulüne karar vermek gerekirken davanın reddine karar vermek doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.”

 

Ziynet Eşyalarının Iadesi Davası

 

SORU CEVAP

RESMİ NİKAH OLMAYAN EŞ ZİYNET EŞYASI TALEP EDEBİLİR Mİ?

Ziynet eşyası alacağı davası açılmasının önünde resmi nikahın olmaması kanuni açıdan bir engel değildir. Fakat bu durumda TMK kapsamında bir evlilik ilişkisi var sayılmayacağından görevli mahkeme aile mahkemeleri değildir. Bu davada genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olacaktır.

ERKEĞE TAKILAN TAKILAR KİME AİTTİR?

Ziynet eşyaları uygulamada karine olarak kadına ait kabul edilmektedir. Yargıtay’a göre ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu karinenin ispatla aksi iddia edilebilir.

ANLAŞMALI BOŞANMADA ALTINLAR NE OLUR?

Anlaşmalı boşanma davasında, boşanmanın diğer sonuçlarında olduğu gibi taraflar ziynet eşyası iadesi ve miktarı hususunda da anlaşmalıdır. Taraflar mahkemeye sunacakları protokol ile düğünde takılan takıların miktarına ve kimde kalacağına dair bir madde hükmü koyabilir. Mahkeme ise bu protokol maddesine istinaden hüküm kurar.

ZİYNET EŞYASI DAVASI KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULABİLİR Mİ?

Ziynet alacağı davalarında hükmün icra edilebilmesi için kararın kesinleşmesi aranmaz. Yani ziynet alacağına dair hükmün icrası için kararın kesinleşmesini beklemeye ihtiyaç bulunmamaktadır.

BOŞANMADA ALTINLAR NASIL HESAPLANIR?

Ziynet eşyası alacağı davasında düğün videoları, tanık beyanları, taraf ifadeleri gibi delilleri değerlendirdikten sonra ziynet eşyalarının hesabı için dosya bir bilirkişiye gönderilir. Bunun nedeni ise mahkemenin her dönemdeki altın fiyatını ya da tüm takıların kıymetini bilmiyor olmasıdır. Bilirkişi gerekli incelemeleri yaptıktan sonra ziynet eşyalarının hesabına ilişkin raporu mahkemeye sunar, mahkeme ise sunulan bu rapora göre bir karara varır.

Ziynet Eşyalarının Iadesi Davası

Related Posts

Leave a Reply