Nişan Hediyelerinin İadesi
Nişanlanma, evde evlenme engeli bulunmayan iki kişinin evlenme vaadiyle yapılmış olan bir ön sözleşmedir. Nişanlılık, evlilik vaadi ile birliktelik sürdürdüğünü ifade eder. Nişanlanma için bir yaş sınırı yoktur. Ancak yasal olanların nişanlanması için bu yasal olanların rızası gereklidir. Nişanlanabilmek için ayırtma gücüne sahip olmaları yeterli kabul edilmektedir.
Nişanlılık dönemi evlenme ile sonuçlanabileceği gibi bölünme ile de son bilgi verilir. Nişanlı taraflardan biri ya da ikisi bu birlikteliğin sonlandırılmasını isteyebilir. Bu halk arasında nişan atma ya da nişanın Üyeler olarak bilinir.
Hayatın normal nişanlılarının ya da yakınlarının, diğer tarafın nişanlıya hediye vermesi doğaldır. Nişanın evlenmesi dışında bir durumda sona bırakılması, alışılmışın dışında hediyelerin talep edilmesi mümkündür. Yalnızca nişanlı ayrılıklar değil, ana ve baba ya da onlar gibi davranarak hediye vermiş olanlar da verilmiş olan hediyeleri geri isteyebilmektedir. Öncelikli olarak hediyelerin aynen veya yanlış olarak değiştirilmesini istenebilmekte, eğer bu mümkün değilse, sebepsiz zenginleşme kayıtlarına başvurulabilmektedir.
Nişanın Bozulması Halinde Takıların ve Nişan Hediyelerinin İadesi Davası
Nişanlılık halinde takıların ve nişan hediyelerinin belirtilmesi, hediyeyi veren nişanlı, onun anne babası ya da anne babası gibi davranan kişiler tarafından, diğer nişanlıya karşı, nişanın ayrıntılarının 1 yıl içerisinde açılabilen ve alışılmışın dışında yani mutat olmayan hediyelerin belirtilmesinin talep edilmediği davadır.
Nişanlılık sırasında örf ve adetler ülkeler arası ve aileleri birbiri ile hediyeleşmemektedir. Nişanın atılması halinde bu hediyelerin ne olacağı hususu ise sözleşme tarafından merak edilmektedir. Nişanlanmanın 3 ayrı hukuki sonucu vardır. Bunlar;
- Maddi tazminatı,
- Manevi tazminatı
- Nişan hediyelerinin içeriğidir.
Nişanın sorunlarına ilişkin tüm hukuki sonuçlar ve nişan miktarları halinde nişan hediyelerinin iadesi ve değişimine ilişkin bilgiler yazımızda detaylı olarak anlatılmıştır.
Nişanın Bozulması Şebebiyle Hediyelerin Geri Verilmesi Hakkında Yasal Düzenleme
Nişanlılık ve nişan artışları halinde takıların ve nişan hediyelerinin iadesi Türk Medeni Kanunu’nun 118. maddesi ve devamında düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre nişanlılık evliliği evlenme vaadi ile birliktelik sürdürdüğünü ifade eder. Taraflardan en az birinin bu birlikteliğin sonuna kadar bölünmesi. Nişanın beyanlarının sonuçlarından olan maddi tazminat md. 120’de manevi tazminat md. 121’de hediyelerin değişimi ise md. 122 de düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun Hediyelerin Geri Verilmesi başlıklı 122’nci maddesinde;
“Nişanlılık evlenme dışında bir durum sona ererse, nişanlıların bir araya geldiği veya ana ve babanın ya da onların gibi davrananların, diğer nişanlıyaların vermiş oldukları alışılmışın doğal erdemleri, verenler tarafından geri istenebilir.
Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükmü uygulanır.”
Şeklinde belirtilmiştir.
Nişan Hediyelerinin İadesi Davasında Davacı ve Davalı
Nişan hediyelerinin iadesini isteyebilecek olanlar TMK md. 122’de sayılmıştır. Buna göre;
- Nişanlılar
- Nişanlıların ana ve babaları
- Nişanlıların ana ve babaları gibi davrananlar dava açabileceklerdir.
Örneğin nişanlı erkeğin dedesinin, nişanlı kıza altın saat hediye edilmesi halinde davayı hediyeyi veren nişanlı erkeğin dedesi açılmalıdır. Bu davayı nişanlı erkek açamaz.
Hediyelerin geri verilmemesi halinde nişanlılığın tarafı olan kişiler bu davanın tarafı olacaktır. Şaayet hediyeleri dava dışı üçüncü bir kişi tarafından verilmiş ise davanın 3. kişi tarafından açılacaktır.
Bu hususla ilgili olarak Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2014/14502 Esas sayılı kararında :
Yargılama sırasında deliller ile 5.000 USD’nin dava dışı SD tarafından davalının hesabına gönderildiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece; 5.000 USD ancak kişi tarafından davalıdan talep edilerek gözetim altında tutulabilecek, davacı tarafı ise 5.000 USD. boyutuna yönelik istemin reddine karar vermeniz gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile bu istemin kabulüne karar verme süreci doğru görülmemiştir.” Şeklinde hüküm kurulmuştur.
Nişan hediyelerinin iadesini isteyen kişi davasını, hediyeleri alan nişanlıya yönlendirecektir. Dolayısıyla davada davalı, hediyeleri kabul etmeyen nişanlıdır.
Nişan Hediyelerinin İadesi Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
Nişan hediyelerinin iadesi davasında yetkili mahkeme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6’ncı maddesine göre davanın yerleşim yeri mahkemesidir. Görevli mahkeme ise 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4’üncü maddesinin devam ettiği aile mahkemesidir. Aile Mahkemesinin mahaldesi ise Asliye Hukuk Mahkemeleri bu davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakacaktır.
Görev hususu ile ilgili olarak Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2015/4137 Esas sayılı kararında :
Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesi saklanan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu‘nun İkinci Kitabı ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun kapsamındaki aile hukuklarından doğan dava ve işler Aile Mahkemesinde görülmektedir. Nişan ve nişanın devamının hükümleri ile ilgili hükümler Türk Medeni Kanun’un ikinci belgelerinde ve Aile Hukuku yönetimi altında düzenlenmiştir. O halde; Nişan hediyelerinin miktarına ilişkin olan davanın Aile Mahkemesinde, Aile Mahkemesi olmayan ise Aile Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesinde dikkate alınması gereken ücretsizlik tazminatı alınmazken, davanın esası hakkında hüküm hatalı olmayıp, bozulmayı gerektirmemiştir. ” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Nişanın Bozulması Sebebiyle İadesi Talep Edilebilecek Hediyeler
Nişanlanma nedeniyle nişanlılara hediye verilenlerden sadece alışılmışın dışında hediyelerin geri talep edilmesi mümkündür. Alınmış yani mutad eşyaların değiştirilmesi ise istenemez. Hediyenin gösterisinin çok yüksek olması, alışılmışın dışında hediyeye yönelik karine teşkil etmektedir.
Alışılmışın dışında kalan ürünler örnek olarak takı, altın, kolye, saat, cep telefonu, araba, ev gibi hediyeler verilebilir. Bunlar dışında alışılmış, örf adetin yerine kırma amacını içeren, kapsamlı mali ve sosyal durumlarıyla uyumlu olarak yapılan harcamaların kesilmesi talep edilemeyecektir. Örneğin, nişanlıya götürülen çiçek, çikolata, nişanlının aileye alınan gömlek, havlu vb hediyelerin detaylarının talep edilmesi mümkün olmayacaktır. Bunun yanı sıra sıra sıra kullanılacakla tükenecek olan hediyeler ise mutad hediye olarak kabul edilecek ve bu eskiyen ve tüketilen hediyelerin de talep edilememesi birlikte kullanımdan üretilecek şekilde ancak eskiyen ya da tüketilen hediyelerin eklenmesi de istenemez.
İade talebinin olası etkileri ile ilgili olarak Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2013/19689 Esas sayılı kararında :
‘ TMK’nın 122.maddesine göre nişanın miktarları nedeniyle hediyelerin geri getirilmesine ilişkin davalarda kusur aranmaz. Mutad olmayan etkiler aynen iade edilir. Aynen iade mümkün değil ise, karşılığı olan bedelsiz zenginleşme kuralları göre geri verilir. Kural olarak takılır, kullanılırla eskiyen ve tüketilen (elbise, ayakkabı, kuaför gideri, makarna, meyve suyu vs. gibi) eşyaların girişine karar verilemez.” Denilmiştir.
NİŞAN TAKILARI VE HEDİYELERİ İLE İLGİLİ EMSAL YARGITAY KARARLARI
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 6843/7705 11.07.2005
Kullanılmakla Eskiyen ya da da Tüketilen Eşyaların Mutad Hediye Kabul Edilerek İadesine Karar Verilemez ise, Altın Ve Ziynet Eşyaları Mutad Dışı Hediye Kabul Edilerek İadesine Karar Vermek Gerekir.
“…Dava: Dava dilekçesinde nişan hediyelerinin ayrılması, mutlaka bedeli olan 4.790.000.000 liranın biriktirdiği faiz ve masraflarla birlikte davalı olarak tahsili istenilmiştir. Mahkeme davasının reddi cihetine gidilmiş, hüküm davasıcı tarafından imzalanmıştır. Temyiz isteminin süresi içinde anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunması gerektiği düşünüldü: Karar: Davada, nişanın haksızlık nedeniyle, 7 adet burma bilezik, 2 adet bileklik, 1 adet zincir, 5 yüzük, 2 küpe, 1 kol saat, 15 çeyrek altın, 8 tepsi baklava, 1 ay, 2 takım elbise, 100.000.000 lira orkestra ve 200.000.000 lira taksi ücreti, 600 Dolar para olmak üzere toplam 4.790.000.000 liralık hediyelerin planlaması, bedelinin tahsili istenilmiş, mahkemece mutad (alışılmış) kabul bir araya getirilmesinin dava reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni aralıklı sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bakımına göre, sair itiraz itirazları mevcut değildir. Ancak, MK’nın 86. (TMK’nın 122) maddesi ve oyunu Yargıtay uygulamasına göre kullanılmasına göre eskiyen ya da tüketilen eşyaların mutad hediyeleri kabul yerine bunların yerine karar verilemez ise, altın ve ziynet aksesuarları mutad dışı hediye kabul edilmelerine karar verilmesi gerekir. Aksinin kabulü davalı nişanlının haksız zenginleşmesinin kabulü anlamına gelir ki hukuken haksız iktisap korunamaz.
Bu nedenle, nişanlıya verilen kabul edilen altın ve ziynet eşyalarının içeriği davanın kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirme bunların sonucunun yanında de davanın reddi doğru görülmemiştir. Sonuç: Bu itibarla göz önünde bulundurulursa göz önünde tutularak kayıtsız şartsız hüküm sıcaklıksız, talep itirazları bu yerde bulundurularak kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesince BOZULMASINA ve peşin alınan kripto harcının gerçekleştirmekte olana yapmayan uygulamayane, 11.07.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi…”
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 13785/13931 16.12.2004
Nişan Yüzüğünün Dışındaki Ziynet Mutat Olma Hediyeyıp İadesi Gerekir.
“…Dava dilekçesinde, davalıya nişanda yazılı kolye, bilezik, künyeden oluşan altın set ile 1 alyans ve 1 çeyrek cumhuriyet altının kalması, olmadığı takdirde 2.340.000.000 lira bedelinin tahsili istenilmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporuna, yöredeki örf ve âdete göre dava konusu ziynetlerin alışılmış hediyelerden olduğundan bahisle seçeneği istenemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından şifrelenmiştir. TMK’nın 122. maddesine (743 Sayılı MK’nun md.86/2) göre, nişanın oranları halinde, alışılmışın dışındaki hediyelerin aynen, mevcut değil ise, kısacası olan bedelsiz zenginleşme kurallarına göre geri verilir.
Nişan hediyelerinin mutat sayılabilmesi, yöresel örf ve âdete göre verilen hediyelerden olması, maddi olarak dinlenmesi de günün koşullarına göre fahiş olmayan hediyelerden saklanmasına bağlı olup olmamasına bağlı olup, bu fahişlik olgusu da daha çok mevcut mali ve sosyal olaylar ile ölçülmelidir. Nişanlının mali gücünün aşarak sağladığı hediye hediyenin haklarının mutat söylenmesi ve fahiş olmayacağının kabulü düşünülemez. Aksi halde, hediye verilen nişanlının haksız zenginleşmesine yol açması olur. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre de nişan yüzüğünün dışında altın ve ziynet eşyası mutat hediye kapsamında olup, katkı sağlayacak hediyeler olarak değerlendirilmektedir.
Belirtilen özelliklerin nişan yüzü dışında, toplamda mutat olmayan davacı bolluğunun kabulü gerekirken reddi doğru görülmemiştir. Bula devam eden esaslar göz önünde tutulmaksızın hüküm tesissiz, değişen itirazları bu yerde yerinde kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesinin gerekliliğince BOZULMASINA ve anında alınan şifreleme harcının koşulu halinde izolasyon edene değişimine, 16.12.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi…”
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 5584/5991 27.05.2002
Nişanın Bozulması Nedeniyle Hediyelerin Geri Alınması İstemine İlişkin Davalarda TMK’nın 86. Maddesi’ne Göre Kusur Aranmayla Birlikte Dava Konusu Yapılan Hediyelerin Ve Özellikle Ziynet Eşyalarının Mutad Olup Olmadığının Tespiti Konusunda Sadece Yöresel Örf Ve Adetlerin Varlığı Yeterli Olmayıp Tarafların Kullanımı Araştırılıp Saptanacak Mali Ve Sosyal Durumlarının da Dikkate Alınması Gerekir.
“…Dava: Dava dilekçesinde 763.000.000 lira maddi, 1.000.000.000 lira manevi tazminat dava ile 1.745.000.000 lira talep bedeli ve 10.000.000.000 TL manevi tazminat, faiz ve masraflarla birlikte davalı tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü karşı davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm tarafı vekilleri tarafından kapatılmıştır. Karar: Temyiz isteğinin süresi içinde anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup düşünülmesi düşünüldü. Davada, Nişanda sunulan hediyelerin bedeli ve tazminatı talep edilmektedir.
Davacı, Hasan Hüseyin Ç. davalı ile 07.05.2000 tarihinde nişanlandıklarını, nişanda 3 adet burma bilezik, 1 adet 22 ayar set, kol saati, Alyans-taşlı yüzük takılıp muhtelif hediyelerin verildiğini ancak 20.07.2000 tarihinde davalının kusuru ile nişanın bozulduğu ileri sürerek hediyelerin tam olarak tespiti, olmadığı olan 1.378.500.000 liranın tahsili, yapılan masraflar 763.000.000 lira tazminat maddi iletildiği aşırı üzüntü ve çevrede küçük düşmüş olması nedeniyle 1.000.000.000 lira manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini sağladı. Davalı ise karşı dava ile davalı-karşı davacıya 1 adet künye ve 1 alyans ile muhtelif olumlu hediyeler nişan hediyelerinin sadece parçaları, olmadığı takdirde 680.000.000 liranın, 565.000.000 lira maddi tazminatın ve nişanın karşılığının şahsi hakları ağır tazminatların ödendiği 10.000.000.000 lira tazminatın tahsiline karar vermesini sağlar.
Mahkemece her iki davanın da reddi cihetine gidilmiş olup, kurala uygunca teklif verilmektedir. Hükme dayanak yapılan sıfatı belirsiz bilirkişi raporunda Eskişehir ilçe ve köylerinde, belirtilen tüm altın ziynetlerin ve hediyelerin mutad olduğu belirtilmiş ve bu gerekçeyle dava reddedilmiştir. Nişanın devamı nedeniyle hediyelerin geri ödenmesine ilişkin davalarda TMK’nın 86. maddeye göre kusur aranmayla birlikte dava konusu yapılan hediyelerin (ve özellikle ziynet eşyalarının) mutad olup olmadığı konusunda sadece bölgesel örf ve adetlerin mevcut olup olmadığı yeterliliğip düzenli olarak araştırılıp bulunacağı mali ve sosyal durumlarının kesilmesi kesilmesi gerekir .
Kaldı ki altınlar, mutad eşya kapsamında sayılmamaktadır. Davalı (karşı davacı) ise davacıya bir adet altın künye hediye ettiğini iddia etmiş, davalı ise kullanılamadığı için diğer altınlarla birlikte saklanması için davacı-karşı davalı Filiz’e teslim olduğunu savunmuştur. Bu durumda künyenin saklanmak üzere davalı-karşı davacıya iade edildiğinin kanıtlanması külfeti davalıda olup olmadığı, bu hususun tespitinden sonra hâsıl tutulacak şekilde bir karar verilmesi gerekmektedir. O halde, belirtilen, sağlanan, mali ve sosyal durumlarının da incelenmesi ile buna göre hedefe yönelik bölgesel örf ve adet ölçüleriyle beraberlik notları ve altınların mutad hediyelerinden hariç olan alyanslar da gözetilmek ve de tüm bu süreçte yaşanan kaliteyi yeniden bilirkişi alınıp raporlanmasıyla gidilmesi icabederken, bu Yönlerden eksik inceleme ve delillerin takdirinde hataya düşülerek ilerlemesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Bu itibarla mücadele eden esaslar göz önünde tutularak kayıtsız şartsız hüküm sıcaklıksız, talep itirazları bu yerde bulunup kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. şartlınce BOZULMASINA ve peşin alınan kripto harcının amaçlamakta olana yönelik uygulamayane, 27.05.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi…”
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 3340/16200 11.10.1993
Nişanda Takılan Ziynet Eşyalarından Oluşan Hediyelerin (İtiraz Vaki Olduğu Takdirde) Tarihi Davadaki Değerleri de Bilirkişi Aracılığıyla Tesbit Edilerek Bunların Mutad Dışı Olup Olmadığının Usulünce Belirlenmesi Ve Ancak Mutad Dışı Olanlarının (Mevcutsa Gibi, Değilse Bedel Olarak) ) ) İadesine Karar Verilmesi İcabeder.
“Dava dilekçesinde, nişanın uzatılması nedeniyle 5.450.000 liralık ki hediyelerin aynen veya bedelen faiz ve masraflarla birlikte davalı içinden tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından emredildi. Temyiz isteminin süresi içinde anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni kalplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik yapılmaya göre, sair tahrikleri mevcut değildir.
Ancak mahkemece uygulanan TMK.’nun 86. maddesi, 23.11.1990 tarihinde gizli 3678 sayılı Kanuna sahip olup, nişan hediyelerinden yalnızca mutad dışı olanların geri istenebileceği hüküm bulunmaktadır. Bu durumun, öncelikle sözü edilen yeni hükmün uygulanıp uygulanamayacağı yönde nişanın bozulduğu tarihin saptanması gerekir. Nişan, 23.11.1990 tarihinde kayıtlı ise; O zaman anılan kanun belgesinin yeni kaydedileceğindan, dava konusu yapılan ve altın Ziynet aksesuarlarından oluşan hediyelerin (itiraz vaki olduğu takdirde) dava tarihindeki değerleri de bilirkişinin tesbit yoluyla yapılması bunların mutad dışı olup olmadığının rutin olarak belirlenmesi ve ancak mutad dışı olanlarının (mevcutsa devamı, bedeli) olarak) karara karar icabeder.
belirtilen şekilde işlem ve incelemelerin yapılması uygun bir karar vermeniz gerekirken bu yönlerden eksik inceleme ile hüküm oluşturma doğru değildir. Kabule göre; davada hiçbir delil toplanmadığı halde, kararın gerekçesi bölümüne (tarafların tüm delilleri dosyaya celp ve inceleme yapılmıştır) sözlerinin yazılması dosya kapsamına aykırıdır.
Sonuç: Bu itibarla, yukarıda belirtilen esaslar gözönünde tutulmaksızın, yazılı şekilde hüküm veri kaydı olmadan, kayıt itirazları bu yerde bulundurulmakta kabulü ile hükmün BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.”
Nişan hediyelerinin iadesi