What You Need to Know About Unlawful Notification

Tebg

In this article, we are going to explain everything you should know about inadequacy of notice. Enjoy the reading.

What is Inadequacy of Notice?

Notice is prepared deed to inform people about legal transactions by authorities. Notification is relevant by the time when acceptor receives the notice. Notice paper is prover deed that when, where and to whom notification is done. Inadequacy of Notice arises when notification is not delivered duly to acceptor or not arrived duly to acceptor.

How Notice is Done?

Notice is a deed that should be delivered to person for which it is prepared. Notice is done to where acceptor’s last dwelling house. In circumstances of absence of person on the last dwelling house’s address, authorities care for address register system and deed is sent to the address of central civil registration system.

If acceptor who is garnished cannot be find at his/her address, notice can be done to people who is dwelt in same house with acceptor or one of maid.

Notice is not duly, If it is not indicated that person who is received notification instead of acceptor resides in the same house with acceptor on notice paper.

Cases of Inadequacy of Notice

Inadequacy of notice is a process without suiting procedures which is determined on related codes.

Cases of inadequacy of notice is like that; family members and maid who does not reside at the same place with acceptor, outwardly below 15 ages, real person instead of substitute, legal impossibility of notification without posting and delivering notice to neighbour not to headman or not to city police etc.

Legal Impossibility of Submitting Reply Brief Due to Inadequacy of Notice

In the case of inadequacy of notice for lawsuit petition or other notifications, defendants may miss the time to reply briefing. When legal impossibility of submitting reply brief because of inadequacy of notice, it should be stated to relevant authorities that send notification by a petition.

EXAMPLE OF REPLY BRIEF TO INADEQUACY OF NOTICE

REPLY BRIEF TO INADEQUACY OF NOTICE

BALIKESİR 3.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE

(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

DOSYA NO:

DAVAYA KARŞI BEYANLARINI

VE CEVAPLARINI SUNAN DAVALI    :

VEKİLİ                                                      : Av.Ezgi KESGİN

KARŞI TARAF DAVACI                       :

KONU                                                 : USULSÜZ TEBLİGAT NEDENİYLE SÜRESİNDE SUNULAMAYAN DAVAYA KARŞI BEYAN VE CEVAP DİLEKÇEMİZ İLE DELİLLERİMİZİN SUNULMASI

AÇIKLAMALAR                                  :

1-DAVA DİLEKÇESİNİN VE TENSİP ZAPTININ YER ALDIĞI TEBLİGAT USULÜNE UYGUN OLARAK DAVALI  MÜVEKKİLE TEBLİĞ EDİLMEMİŞTİR.

Huzurdaki davada tensip zaptı ve dava dilekçesinin bulunduğu tebligat muhtara teslim edilmişse de müvekkilin bu tebligattan haberi olmamıştır. Müvekkilin  söz konusu davadan ve cevap dilekçesinden çalışmakta olduğu ve  huzurdaki davada diğer davalı olan ……’nin yetkilileri aracılığı ile bilgisi olmuştur.

7201 sayılı Kanun hükümleri ve söz konusu Yargıtay içtihadı birleştirme kararına göre Postacı Tarafından Muhtara Bırakılan Tebligatın Geçerli Sayılması için;

1-Postacının, önce kişinin tebligatta yer alan adresine gitmesi, kapıyı çalması gerekmektedir

2-Sadece postacının ilgili kişinin adresine gidip kapısını çalmış olması yeterli olmayıp,  ilgili şahsa haber vermesi için en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da durumu bildirmiş olması gerekmektedir. Nitekim beyan alınmış olsa dahi Beyanı alınan komşunun ismi yazılmadan yapılan tebliğ işlemi de usulsüzdür.

3-Postacının ayrıca tebligatın muhtara bırakıldığına dair ihbarnameyi binanın kapısına yapıştırmış olması gerekmektedir.

SÖZ KONUSU ŞARTLAR DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE TEBLİGATIN USULSÜZ YAPILDIĞI GÖRÜLECEKTİR;

1-Müvekkilin mernis adresinde postacı tarafından  adrese gelindiği beyan edilen tarihte eşi ve çocuğu bulunmaktadır. Fakat herhangi bir zil sesi ya da kapı sesi duymamışlardır.

2-TEBLİĞ MEMURU MÜVEKKİLİN KOMŞULARINDAN BİRİNE YA DA YÖNETİCİ YA DA KAPICIYA DURUMU BİLDİRMEMİŞTİR.

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, … ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır. TEBLİGATIN GEÇERLİ OLABİLMESİ İÇİN, TEBLİĞ MEMURUNUN, ARAŞTIRMA YAPTIĞI KOMŞUSUNUN ADINI TESPİT ETMESİ GEREKMEKTEDİR.

Tebligat parçasından anlaşıldığı üzere ”..tebliğ adresinin  kapalı olması nedeni ile TEB K.m. 21 gereğince tebliğ evrakı muhtara teslim edilmiştir.” yazmaktadır. SÖZ KONUSU TEBLİGAT PARÇASINDA HERHANGİ BİR ŞEKİLDE KOMŞUYA, YÖNETİCİYE YA DA KAPICIYA BİLDİRİM YAPILDIĞINA DAİR BEYAN YER ALMAMAKTADIR. KOMŞUSUNA HABER VERİLDİ DAHİ YAZMAMAKTADIR. Yalnızca adresin kapalı olduğu gerekçesi ile muhtara bırakıldığı yazılmakla yetinilmiştir. Müvekkilin herhangi bir komşusuna sorgu veya bildirim kesinlikle yapılmamıştır.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi         2016/12419 E.  ,  2017/3359 K. KARARINDA DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE; Beyanı alınan komşunun ismi yazılmadan yapılan tebliğ işlemi usulsüzdür. Kararda;

”… muhatap tevziat saatlerinde adresinde bulunmadığından komşusu isim ve imzadan imtina edip şifahi beyanına göre muhatabın adres kapalı olduğundan TK 21’e göre muhtara bırakıldığı, aynı komşuya haber verildiği, kapıya ihbar yapıştırıldığı yazılı olup, tebliğ memurunun, muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebini ve tevziat saatlerinden sonra geleceğini tespit etmeden, muhtara tebliğ ve ihbar yapıştırma işlemi yaptığı anlaşılmaktadır. Ayrıca tebligatın geçerli olabilmesi için, tebliğ memurunun, araştırma yaptığı komşunun adını tespit etmesi gerekmektedir. Zira bu belgeleme işlemi, devam eden işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır. Beyanı alınan komşu ismi yazılmadan yapılan tebliğ işlemi, 7201 Sayılı Kanun’un 21/1 ve Tebligat Yönetmeliği’nin 30/1. maddeleri gereğince usulsüzdür…”

Söz konusu kararda ele alınan tebligat parçasında  komşuya sorulduğu yazılmış fakat komşunun ismi yazılmamıştır. Müvekkile yapıldığı iddia edilen tebligat parçasında ise NE KOMŞUYA SORULDUĞU VE BİLDİRİLDİĞİ NE DE HERHANGİ BİR KOMŞU ADI YAZMAKTADIR.

Ekte sunulan Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 2016-2325 E. 2018-2818 K 09/04/2018 tarihi, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2014-29693 E. 2015-4505 K. 03/03/2015 tarihli, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi>nin 2016-9900 E. 2016-14571 K. 24/05/2016 tarihli,  Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2016- 32369 E. 2017-2118 K. 16/02/2017 tarihli, Yargıtay12. Hukuk Dairesi         2016/12419 E.  ,  2017/3359 K. ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017-2-2210 E. 2019-483 K. 18/04/2019 tarihli ilamlarında da belirtildiği üzere ;

Tebliğ Memuru haber bırakılan komşunun kim olduğunu, komşunun açık kimliğini tespit etmesi ve bu hususu da tevsik etmesi gerekir iken Tebliğ Memuru bu yükümlülüğü  yerine getirmemiştir. Zira tebliğ memuru tarafından haber dahi bırakılmamış olmakla birlikte bu husus hakkında hiç bir şekilde açıklama dahi yapılmamıştır. (EK-1 USULSÜZ TEBLİGATA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI)

3-Burada belirtilmesi gereken diğer bir husus da İHBARNAMENİN YANİ TEBLİĞ YAPILDIĞINA DAİR HABER KAĞIDININ MÜVEKKİLİN ADRESİNİN BULUNDUĞU KAPIYA YAPIŞTIRILMAMIŞ OLMASIDIR. Müvekkil davadan kendiliğinden haberdar olmasından sonra adreste yaşayan ailesine ve komşularına böyle bir haber kağıdının kapıya yapıştırılıp yapıştırılmadığını bu haber kağıdını görüp görmediklerini sormuştur. Fakat kapıya yapıştırılan herhangi bir haber kağıdı gören olmamıştır.

Yukarıda belirttiğimiz şekilde gerek dava dilekçesi gerekse tensip zaptını içerir tebligatın usulüne uygun tebliğ edilmemiş olması ve ihbarname yani haber kağıdı da yapıştırılmamış olup müvekkilin yapılan bu tebligatlardan haberdar olmaması sebebi ile davaya süresinde cevap verememiştir.

Bu usulsüz tebligatlar nedeni ile davalı müvekkilin HMK 27.maddesi gereği hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmemesi için iş bu tebligatların usulsüzlüğünün tespiti ile aşağıda sunacağımız cevap dilekçesini kabulü ile iş bu cevap dilekçemizde bildirdiğimiz delillerimizin toplanmasını Sayın Mahkemeden talep etme zarureti nasıl olmuştur.

2-DAVANIN ESASI YÖNÜNDEN CEVAPLARIMIZ:

……………

HUKUKİ NEDENLER   : T.B.IC, H.M.K ve sair mevzuat hükümleri

HUKUKİ DELİLLER      : Yargıtay Kararları, Bilirkişi incelemesi, Bilimsel inceleme raporları, uzman görüşü,  Tanık Beyanları, Yemin, Adli tıp incelemesi,  sair her türlü yasal ve muteber delil.

SONUÇ VE İSTEM      : Yapılan tüm açıklamalar doğrultusunda;

Davanın dayandığı maddi olay, işaret olunan hukuki durum değerlendirildiğinde, Davacının maddi ve manevi tazminat talebinin mesnetsiz olduğu izahtan vareste bulunduğundan davanın reddine karar verilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz.

 

DAVALI VEKİLİ

Related Posts

Leave a Reply